25.04.2012

So I'm Loving you ♫

 
Sevdiğim insanların bir araya gelip şarkı söylemelerine bayılıyorum yahu. Kimler yok ki; Hyun Bin, JYJ, BigBang, Jang Geun Suk, 2PM, Kim Hyun Joong, Choi Ji Woo, Song Seung Hoon... Ve daha fazlası Lotte Duty Free reklamında oynamak için bir araya gelmiş, tatlı tatlı şarkılarını söylemişler. Seviyorum bu reklamı renkli, eğlenceli ve şarkısı da pek bi güzel. Bu sevimli reklam çekileli nerdeyse bir yıl oldu ama şimdiye kadar bloğa neden eklememişim bilmemneyse izleyelim canlar;)



Bu da daha eski reklamları yine BigBang, JYJ, Song Seung Hoon var bunlara ek olarak Bi Rain, Kang Ji Hwan, Lee Byung Hun, Park Yong Ha da katılmış. Yine bu da gayet eğlenceli bir reklam olmuş. 



Bunlarda ikinci eklediğim reklamın kamera arkası çekimleri, özellikle Bi-rain ve JYJ'yi eklamemde herhangi bir ayrımcılık yok bunu özellikle belirtmek isterim ahah:)



Taslaklarda örümcek ağı bağlayan ve
 asıl yazmam gereken yazıları bitiremediğim için
 böyle farklı şeylere takar oldum. Offf...

23.04.2012

23 Nisan Neşe Doluyor İnsan(!)


Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, yurdun her yerinde büyük bir coşkuyla kutlandı. Yani öyle olduğunu ümit ediyorum. Günün büyük bir kısmı gitti sayılır ama ona rağmen bu yazıyı yazmak istedim, kendi adıma olmasa bile bugün ilk defa çocuk bayramı olduğunu hissettim. Gerçi çocukluktan terfi edeli baya uzun bir zaman oldu ama olsun benim içimdeki velet hala küçük bir çocuk...

23 Nisan'ı bu yaşıma kadar hiç sevmedim, cidden. Ve benim gibi sevmeyen çok kişi olduğunuda biliyorum. Çocuklara adanan bu güzel günü yalnış anlayıp, küçücük elleri soğukta donduran yada sıcakta pişmelerine neden olan sevgili büyüklerimizi ve anlamsız bulduğum bir çok uygulamayı burda izninizle yad ediyorum! Dediğim gibi bugün bir çok il, ilçe ve köyler de törenler falan yapıldı. Ama içlerinden bir büyük çıkıpta çocuklara ne istediğini sormadı! ''Koreografiler hazırlandı, müzik ayarlandı, kostümler tamam o zaman haydi bakalım birinci sınıflar kağıtta gösterilen hareketlerin aynısı yapıcaz. Önümüzde daha bir ay var çocuklar sıkılmak olur mu. 6. ve 7. sınıflar da stada gidecekler, yarınız pankart tutup diğer yarınızda dans edecek. İş bölümü yapıldığına göre haydi bakalım 23 Nisan'ınız kutlu olsunnnn'' Ben bana dayatılan bir şeyi çok çabuk kabullenmem en azından direnirim. Bu yüzden öğretmenimden çok azar yemişimdir. Mesela bu koreografiler, o kadar saçma hareketler vardı ki müziğe uymayan. Bende arada kafama göre takılır farklı şeyler yapmaya çalışırdım. Hem müziğin ritmine uygun hemde bizim yapabileceğimiz basit ama şık hareketler. Öğretmenim sağ olsun daha ne yaptığıma bakmadan azarlamaya başlardı. Eee kadın haklı ne de olsa uyumu bozuyorum, ortada bir kural varsa uyulacak!


Ulan şu stad ve pankart kelimelerini duyunca bile tüylerim diken diken oluyor. Şu pankart açma olayı karşıdan izleyenler için gayet eğlenceli ve renli bir olay gibi görünüyor ve ortaya cidden çok hoş resimler çıkıyor. Ama işin aslı biraz uyuz. Gelen konukların görmeyecekleri bir yere yerleştiren bir amca karşıdan çocuklara bazı işaretler yaparak hangi pankartları, ne zaman, hangi rengi, hangi sırayla açıcağını gösteriyor. Benim zamanımdaki işaretçi amca pek bi bağıtkandı daha dün gibi hatırlıyorum, bir kişi bile yalnış pankartı kaldırsa okulun ismini söyleyip bir güzel haşlardı bizi. Sadece bir kartı kaldırıp indirmek için bir ayını heba ettiğine mi yanasın, o gün için 23 Nisan'a dair tek hatırladığımın karton kokusu ve bomboş bir karton parçası olmasına mı yanayım, amcanın korkusundan gösteriyi izleyemediğime mi yanayım, sıcağın anlında saatlerce piştiğime mi yanayım...
Neyse işte kısaca bu gibi zoraki törenlerin %80'ini saçma ve gereksiz buluyorum. Evet çocuk bayramı kutlanmalı ama bu kutlama büyüklerin değil gerçek sahiplerinin yani çocukların istediği gibi yapılmalı. En azından yapılmaya çalışılmalı. Yalnış hatırlamıyorsam geçen sene 23 Nisan kutlamaları soğuk bir güne denk gelmişti, stadın ortasında saatlerce (devlet erkanını) bekleyen ana okul öğrencilerini çok net hatırlıyorum. O soğukta resmen donmuşlarıdı, öğretmenleri ısıtmaya çalışsada nafile hatta bir kaçı ağlamıştı bile. Atatürk'ün çocuklara armağan ettiği bayram bu olmasa gerek!

Diğer kafama takılan bir konuda her 23 Nisan da çocukların makam koltuğuna oturtulmaları. Bu gelenek nereye dayanıyor yada ilk kim çıkartmiş cidden merak ettim. Ulan çocuğu oraya oturtturupta ''Hadi bakalım yavrum ver emirlerini abilere'' deyipte önceden çocuğa ezbettirilmiş sözcükleri duymak ne kazandırıyor bu insanlara hala anlayabilmiş değilim yada anlamamazlıktan geliyorum neyse.
Çocukları bir kendi haline bırakın gezsinler, arkadaşlarıyla top oynasınlar, ip atlasınlar tatilin keyfini çıkarsınlar. Bürokrasiyse yine yapın abicim ama çocukları ortada tırpalayarak değil dozunda. Ve mümkünse törenlere geç gelen devlet büyükleri yüzünden çocukları saatlerce hava şartlarıyla mücadele etmek zounda bırakmayın. Yazıktır! Hiç kimse kimsenin keyfini beklemek zorunda değil, bir tören yapılacaksa verilen tam saatinde yapılır ve biter bu kadar basit.

Bu kadar iç karartıcı sözler yeter dimi şimdide size bugün izlediğim güzel bir olayı söyleyeyim. En başta demiştimya 23 Nisan olduğunu hissettim bu günün diye işte o olayın mimarları Evim Şahane ekibi. Evim Şahane tahmin ettiğiniz gibi evini yenilemek isteyenler için yapılan bir program. Bir öğretmenin başvurusu üzerine ekip çocuk bayramı olması sebebiyle de bu hafta bir okulu yeniledi. Böyle programları sevmem ama ilk defa televizyonun başına geçip baştan sona kadar izledim ve bayıldım. Okul Türkan Şoray’ın 1967 yılında çekilen Bir Dağ Masalı adlı filmde Murat Soydan’la birlikte başrolde oynadığı ve bir öğretmeni canlandırdığı Gümüşdere İlköğretim Okulu. Okul yılların verdiği ağırlıkla baya eskimiş ama ekip tam altı günde resmen baştan yenilediler, bayıldım ya. Bence böyle bir günde çocuklara verilebilecek en güzel hediyeydi. Her şey çocukların sağlığını ve rahatını düşünülerek yapıldı aynı zamanda onların oyun alanları daha güvenli bir hale getirildi, tek kelimeyle bayıldım. İşte ya budur dedim! Bilmem hangi lüks dairenin bilmem kaçıncı odasını yenileyene kadar, ki bu beni ilgilendirmez sadece misal diyorum, böyle derme çatma okulları, kütüphaneleri, bakım evlerini vs yenileyin. Emin olun modayı takip eden kadar sosyal sorumluluk sahibi bireylerde çok fazla, yani reytinginize bir zeval gelmez.


Yine çok konuştum kısa kesicektim halbuki. Umarım söylemek istediklerimi doğru telaffuz etmişimdir ve yalnış anlaşılmam.  Benim herkese özelliklede öğretmenlere ve siyasetçilere saygım cidden sonsuz ama işlerini mantık çerçevesinde, adil, doğru ve severek emek verdiklerinde onları daha bi ayrı seviyorum;)) Benim düşüncelerim bunlar ister kabul edin ister etmeyin size kalmış;) Herşeye rağmen bütün çocukların ve çocuk kalanların 23 Nisan çocuk bayramı kutlu olsun ayrıca 92 yıllık meclisimiz daim olsun. Sağlıcakla kalın canlar...

14.04.2012

Yetenek Avcısı - Part 5



Küçük Mucize

Bu dünyada beni en çok şaşırtan hayvan karıncadır! Bütün tabiatın yaradılış özünde binlerce mucize var belki ama benim en çok dikkatimi karıncalar çeker. Hele de bu cüssesi küçük marifeti büyük hayvanlar hakkında farklı yazılar okudukça daha fazla hayran kalıyorum.

Küçüklüğümde bir karınca yuvasının karşısına geçip saatlerce yuvada olup bitenleri izlerdim. Tamam bu depresif bir durum gibi görünüyor ama olsun, ben severdim. Neler yoktu ki yuvada; iki santimlik yolu zikzak çizerek yarım saatte gelen acemiler, ekmek kırıntısını yuvaya taşıyacağım diye yuvanın girişini kapatan inatçılar, arkadaşına yardım niyetiyle gidipte bir daha dönemeyen garibanlar... Bu istatisliklere ben yıllarımı verdim a doslar ona göre yani:) Ulan asıl neye üzülüyorum biliyor musunuz? Uzmanlar kırk yıl bir karıncayı inceler asrın buluşu olur, ben bir saat yuvanın başında bekleyince deli damgası yerim. Kader naparsın:) Şimdi bu yazıyı yazarken farkettim ki karıncalar benim hayatımda baya yer kaplamış. Mesela siz başı önünde yürüyen bir kız görseniz ne düşünürdünüz? ''Aaa maşallah başını hiç kaldırmadan yürüyor, terbiyeli kız canım'' dersiniz dimi, en azından büyükler öyle düşünür. Ama benim başımı kaldırmamamın nedeni karınca yuvalarına basma korkusudur ahahahh (evet bunu kimse bilmiyor hala terbiyeli bir kızım):)) Küçüklüğümde onların küçük bir yuvayı haftalarca hiç durmadan çalışıp yaptıklarını gördükten sonra, bir yuvaya basıp o kadar emeği bir kaç saniyede yok etmeye gönlüm razı olmuyor. Kıyıya vuran deniz yıldızlarının hikayesi vardır ya işte benimkide o hesap, bir tanesine bile basmadan yürüyebilirsem işte o beni çok mutlu eder...

Anlaşılacağı üzere bu seferki yetenek konumuz karıncalar ve onlarım mükemmel uyumu. Küçükken hep merak ederdim ''Bu karıncalar bu kadar kırıntıyı nereye taşıyor acaba, yolun ortasına bırakamazlar o zaman giriş kapanır. Bizim gibi kendilerine yiecek depoları yapmışlarmıdır? Yiyecek kavgası yapıyorlar mıdır, acaba hepsinin kendine ait odası varmıdır. Aksi halde bu kadar akrabayla bir odada yaşamak uvaaa...'' Evet farkındayım küçükken çokderin düşünceleri olan bir çocukmuşsum ama şu anda eski halimden eser yok. Bilim dünyası beni kaybetti malesef :D Tamam daha fazla kendimi deşifre etmeden sadede geliyorum, uzun zaman önce bir video izlemiştim karıncalarla ilgili geçenlerde yine rast geldim. Bir araştırmacı karıncaların yuvaları hakkında bir deney yapmış, yuvaların ne kadar büyüklükte ve neye benzediğine dair bir deney. Yuvaya tam 10 ton çimento dökmüşler ve çimento kuruduktan sonra yuvayı kazarak çıkarmışlar.
Bir yuva ne kadar büyük olabilir ki, hele de bu kadar mini minnacık hayvanların yuvası... Birlikten kuvvet doğar diye atalarımız boşa dememiş arkadaş, karıncalar tek kelimeyle bir yaradılış harikası.


Yuvanın büyüklüğü ne kadar hayret verici, tek bir yuva ne kadar büyük bir alanı kaplıyor ve bunlardan milyonlarca olduğunu düşünün. Güzel olansa bir sürü dandik teorim içinden birkaçının tutması. Mesela karıncaların yiyecekleri sakladıkları küçük bölmeleri var ayrıca her gurubun kendine ait odası var:)


En sondan girişe kadar bölmecikler arasında sadece bir yol olduğunu farkettiniz mi? İki bölmecik arasında hiç zikzak çizilmemiş sadece bir yol var. Ama buna rağmen aynı yuvadaki milyonlarca karınca inanılmaz bir uyum içinde hareket ederek, birbirinin yolunu tıkamadan çalışıyorlar.
Yeryüzündeki en kalabalık nüfüsa sahip canlı karıncalarmış. Yaklaşık her yeni doğan 40 insana karşılık 700 milyon karınca dünyaya geliyor!


Uzmanların yıllarca edindikleri gözlemlere göre karıncalar son derece iyi örgütlenmiş bir şekilde yaşayan en sosyal hayvanlar. Bir bakıma insanların örgütlenme biçimlerine çok benziyor. Karıncalar  belli koloniler halinde çalışıyorlar. Her bir kolonin ayrı bir görevi var. Bekçi karıncalar, toplayıcılar, yaprak kesiciler, kraliçe, askerler, temizleyiciler, bakıcılar... Mesela bekçi karınca; kafası büyük olan karıncalar kapı bekçiliği yapıyor. Çünkü yuvanın ağzı en fazla, cüssesi en büyük olan karıncanın geçebileceği kadar açılıyor. O da kafasıyla yuvanın ağzını kapatıp saatlerce kıpırdamadan bekliyor. Ne bebek karıncaların çıkmasına ne de farklı koloniden olanların içeri girmesine izin vermiyor. Ne kadar ilginç dimi ama... Peki ama milyonlarca karınca içinden kendi kolonisindeki karıncaları nasıl tanıyor bunlar? Bunun cevabı hala bilinmiyor;) Gerçi belli de neyse...

İşte canlar böyle acaip şeyler benim ilgimi çok çeker. Depresif bir durum mu hiç umrumda değil. Tek bir karıncaya bakarak Yaradan'ın büyüklüğünü hatırlamak paha biçilmez... Aklıma geldi de bu zaman kadar siyasetçiler boş yere çenelerini yormuşlar (kırmışlar...) aslına şu karıncaların yuva yapılanmasını, disiplinlerini, uyumlarını kısaca tek bir karıncayı model alarak bunu devlet yapısına uygulasa ne dert kalırdı ne de tasa:) Bu günkü saçmalama limitimi doldurduğuma göre artık gidebilirim. Başka bir yetenek avcılığında görüşmek üzere, kendinize iyi bakın;)

10.04.2012

K-pop Dünyası (Mim)


Şarkı dinlemek bir insanı bu kadar mutlu edebilir mi yahu! Kulaklığı taktığım anda sanki başka bir dünyaya geçiş yapıyorum, kimsenin bilmediği sadece kendimle başbaşa kalaldığım bütün yalanlardan uzak benim dünyam. Evet bazen bu iki dünya arasında kalmışlığın sakıncaları da olmuyor değil mesela dalgın olduğum için her an bir arabanın altında kalma ihtimali gibi. Çekirge misali zıplayıp duruyorum, sonumu pek hayırlı görmüyorum ya neyse:) Şeker bloger Harmony bu konuya istinaden bir mim başlatmış ''Kliplerine Aşık Olduğumuz Şarkılar'' diye. Aslında bu yazıyı bana ilk paslandığı zaman yazmayı planlıyordum ama malesef evdeki hesap çarşıya uymadı (ne zaman uydu ki O_o) Malum üniversitelerin vize haftası o yüzden yazmaya yine zaman bulamıyorum. Ama ben herzaman ki gibi isyan bayraklarını çektiğim gibi soluğu blokta aldım tabiki:) Bu huyumu şuan için sevmiyorum hatta sınavlar açıklandığında hiç sevmicem ama napayım be seviyorum bloğumu, blokları, yazmayı, okumayı, konuşmayı...

Bu kadar gevezelik yeter şimdide gelelim mim'i cevaplamaya. Konumuzun sevdiğimiz K-pop alemindeki şarkı ve videoları kategorilere uygun bir şekilde yerleştirmek. Ama hemen iki uyarıda bulunayım. Birincisi şarkı dinlemeyi çok çok severim ama mp3 de. Yani şarkı hazinem geniştir fakat klipler için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim, hatta berbat hafızam yüzünden sevdiğim klipleride unutuyorum. İkincisi ise bu yazıya eklediğim bitin videolar o an için aklıma ilk gelenlerdir vesselam^^

Not:Yukarıdaki resim ne kadar tatlı olmuş dimi.
Bu VIP'lerin resim çalışmalarına bayılıyorum yahu:)

~~~~~~~~~~~~~
Şaşırtıcı

Şaşırtıcı! Hımm sanırım bu kategoriye bütün K-pop şarkılarını ekleyebilirim, ''Hangisi normal ki'' diye sorsak daha doğru olurdu herhalde. Adamlarda inanılmaz bir rekabet var, her gün her an kendileri yenileyip bir adım öne geçmek için uğraşıyorlar. O yüzden aklıma ilk gelen videoları ekliyorum;)

CN Blue - Love Girl
Bende duvarıma grubun posterini asmaya karar verdim, belli mi olur belki dışarı çıkarlar:) (Bu korelilerdeki avrupa hastalığı beni öldürecek...)



FTIsland Love Love Love
Bu klibi eklememdeki amaç ne şarkı ne de klibin kendisi sadece lee hong ki ve saçları:) Ben söylemekten yoruldum bu çocuk saçlarıyla oynamaktan yorulmadı arkadaş, yanarım da buna yanarım:) Yine de sesine hayranım be hadi yine iyisin;)


Acıklı
T-ara Cry Cry
Klip ilk yayınlandığı sıra sabah akşam ilaç niyetine izliyordum, şu sıralar dozajını azaltsam da hala severek dinlediğim bir şarkı. Cha Seung Won'nun renk kattığı film tadındaki Cry Cry'ı Acıklı kategorisinde tek geçiyorum.



Jang Ri In & Xiah Junsu - Timeless (Part 1)
Bu klibi kaç kez izlemişimdir ve bu şarkıyı kaç kez dinlemişimdir artık cidden bilmiyorum. Çok güzel şarkı be... Junsu'nun dokunaklı sesi beni hüzünlendirmeye yetiyorda artıyor bile.


Jang Ri In & Xiah Junsu - Timeless (Part 2)
Bu da yukarıdaki klibin devamı merak edenler için ekledim zira birincini devamı niteliğinde. Adamlar film gibi klip çekiyorlar azizim.




Neşeli


TVXQ- Balloons
Bu klibi eklesem mi eklemesem mi diye çok düşündüm!!! Ben ki bir çoğunuzun bildiği üzere DBSK (JYJ) sevdalılarından biriyim doğal olarak elbetteki grubun iyiliğini istiyorum ve karizmalarını dağıtıcak bişi yapmam(!) Ama biri bana neşeli klip dediğinde ilk aklıma gelen Bolloons olur. Ne zaman moralim bozulsa bu klibi izleyip salak salak sırıtıyorum. Ama abi çok komikler ya:D Ben bu zamana kadar sakladım hiç bir zaman yayınlamamıştım bu klibi ama napayım onlar vakti zamanında çekmişler ki yayınlayalım diye dimi.
 DBSK'ye not: Ulan bu klibinizi izledikten sonra bile seviyorum sizi, bu nasıl bir sadakattir bendeki arkadaş kendime hayran oldum ahahah:)))



SHINee - Hello Hello
Şeker oğlanların şeker klibi. Grubu pek dinlemesemde bu klipleri pek bi sevimli.


Eritici

Taeyang - I'll Be There
Öhömm Öhömm... Canlar işin özü uzun zamandır Taeyang'a fena halde taktığım için bu kategoriye yumuk gözlünün kliplerini ekliyorum izninizle;) Zira şu anda aklıma ilk gelen isimdir...



Taeyang - I Need a Girl (Dance Ver.)



Tıpkısının Aynısı

Tıpkısının aynısı olmasada konu itibariyle birbirine benzediğini düşündüğüm iki klibi ekliyorum. Her ikisinde de ''sevdiğine kavuşamama, yarimi eller aldı'' teması mevcut. Klasik bir konu ama klipler güzel mi? Güzel. O halde sorun yok;)

DBSK - Why Did I Fall In Love With You
DBSK'nin en sevdiğim şarkılarından biridir. Grubun japonca olarak seslendirdiği şarkının klibi de bir o kadar güzel.

 


Taeyang - Wedding Dress

Şimdi farkettimde ben bu Taeyang'ın ne çok şarkısını dinliyor muşum böyle. 
Vuuu görünmez Vip mi oldum ne O_o


Şeker


K. Will I Need You
K.Will sesine hasta olduğum adam, bu genç yaşında bir çok başarılı dizi müziklerine imza atmış yetenek ve onun sevimli klibi...  Sevimlilikten kastım mı ''128√e980'' bu acaip sayılara iyi bakın şimdi de klibi izleyin;) 



Sevilesi Düetler

Bu kategoride benden olsun. Bir iki tane sevdiğim düetleri ekliyorum;)

 SeeYa & Davichi & T-ara (Hyomin & Eunjung) - Wonder Woman 
 Farkedildiği üzere farklı grup üyelerinin ve kadın şarkıcıların bir araya gelerek söylediği bir şarkı. Sevimli...


 T-ara & Supernova  - TTL (Time To Love)
Bir şarkı ancak bu kadar akılda kalıcı olabilir. 
Sevmiştim, seviyorum, sevicem...


~~~~~~~~~~~~

Kazasız belasız bir mim yazısını daha bitirmenin mutluluğu içerisindeyim;) Şimdide geldi bu mim paslamaya Kimbapsushi, Sağbeyin, Sevgili Günlük sizleri seçtim canlar bakalım sizlerin sevdiği, gözünün gönlünün takıldığı klipler hangileriymiş. Haydi size kolay gele:)

Her şey gönlünüzce olsun.
Bassa!

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...